29 Ocak 2013 Salı

BEKLENEN 24LERR

Dırınınıııımmm. ben memur oldum ya:). şaka gibi valla bi seneye kadar bahtsız bedevi gibi ortalarda dolaşan ben o gerçek beyaz kazağımız var ya :)işte onun üzerimde bile hayalini zor kurduğum zamanlar şimdi  geride kaldı.
çok ballı bi kente atandım :) ay pardon onun huzur ve sokakları köpek dolu ilçesine dicektim :)
güzel eşyalı bi çatı katı buldum. yalnız yalnız takılıyorum. refakat nöbetlerimin ilkini merkez ikincisini kendi istasyonumda olucak şekilde tuttum. şimdi sıra üçüncüsünde sonrada haydi yavrum aslına. merkezde nöbet tutmak hem güzel hem değil.telsiz işi fena. sürekli kulağın orda bize mi yok abi değil falan filan çok oluyo her çısırtıda içimde bişeyler aktı ya:) eyy çömezlik sen nelere kaadirsin dedim :)yoğun bi istasyon olmasına rağmen haftasonu ve bizim şansımız itibariyle
24 ümüzü 6 vakayla kapattık.
sonra kendi istasyonuma geldi sıra. ne güzel insanlar var dedim ya. sen yenisin gel bunu yap.hah pis çömez tavrında kimse olmadı. 3 vaka oldu bitti herşey yolunda gitti :) bu arada 3 gün eğitimdeydim ballı kentte oldu bu eğitim. gidip gelmek zor olucak diye bi arkadaşimda kaldım o da çevre ilçeye atandı. iki senelik arkadaşım aslında ve onun yüreğinin güzelliğini ben bu 3 günlük eğitimde anladım.evini sofrasını açtı bana. ne kadar teşekkür etsem az... bide evrakların teslim ediliceği gün
benim çenemi çeken aynı istasyondaki iş arkadaşima teşekkür etmek istiyorum. navigasyon gibi çocuksun valla :)
benim bu huzur dolu tepede yalnızlık maceralarım çok olucak sanırım :) ilk zamanlar babam kaldı bi iki gün.
bana şu en kocaman 19 litrelik damacanalardan su aldık. babam bu suyu sen ancak bi senede bitirirsin dedi. doğru söylüyo aslında çünkü  arada su içmeyi unutuyorum. gitmeden önce bana bikaç şey tembih etti. bunların ilki şu damacanaya bi pompa al dedi.
ben hala alamadım o pompayı babacım. koca damacanadan kupaya su dökmeye  çalışıyorum. kolayda olmuyo he kola şisesi değil ki bu lıkır lıkır dökeyim uludağın zirvesinden geliyomuş ( acık reklam yapayım :)
sonraa eğer bimden ve şoktan beğenmediğin bişey olursa bi market varmış orda hersey bulunuyomuş ona gitmemi söyledi. gideyim bi vişne suyuyla markarna alayım dedim. vişne suyu yokmuş önce bi sinirlendim. altı üstü şöyle iyi bi marka vişne suyu istiyorum. yokmuş efem çünkü talep yokmuş. iyi dedim iyi! filiz marka makarna var mi dedim o da yok ! anacım bu nasıl market adını bile
hatılayamadığım bi markarna ve vişne suyu yerine kırmızı karışık meyvelerden oluşan sanki benim bu ballı kentimin bütün balını akıttıkları bi suyla döndüm eve.her sokak başı en az 3 köpekle karşılaştım. başımın derde girmemesi için herbiriyle kanka olmak
zorundayım. o yüzden benim bayatlayan kepek ekmeciklerimin hepsi size feda sayın huzurtepe köpekleri :)
ama herşey bi yana evde fena sıkılıyorum. tv izlemece arada depresyona girmece falan yuvarlanıyorum öyle. işin kötüsü televizyonda komik bişey falan yoksa yani acıklı bi dizi falansa hiç sesimi duymuyorum bi kötü oluyorum zaten ev ıssız. komık diziler olunca gülüyorum bi ses oluyo yani. ama yeni bişey yapıyorum bu aralar değişiklik olsun bi sesimi duyayım en azından diye o bet sesimle şarkı söylüyorum.
bu şuursuzluk ne kadar devam eder bilinmez ama durum vahim
.

SANA VE HORMONLARINA HAYATIM !

  Her yeni sevgili bana yaşadığım 'deja vu 'lar gibi geliyo. ama her biriniz birbirinizden öküzsünüz.

yalnız sonuncusu sinirden beni benden aldı.kendi kendine beni suçlu bulup  odundu lan bu kız diye sağda solda konuştuğundan eminim. şu odunluğumun tek sebebi sensin 'sayın bay ego' bu arada senin şu egonun tek sebebi zamanında senin özgüvenini tawan yaptıran yosmalar.
sen benim için uygundun aslında biliyo musun? çünkü aradığım çoğu özellik sende vardı.ama insan ayrılırken rengini belli eder derler ya çok doğru.. mesela çok küstah olabiliceni öğrendim. nedenini tam olarak burda açıklamıyım ama senin suratına avuç avuç 1 tl atmak isterdim. sana yazdığım satırlara yazık be!
ama benim kafaya hep sonradan dank ediyo ya ayrılalığım dediğin günden sonraki bi haftada bana tek bi mesaj atsaydın ya da
bana geri dönüceni duyursaydın sana o klavyemin tuşlarının hepsini kurban edip çatır çatır aşkımı yazardım ama atmadın işte
bi yandanda iyi oldu he senin nasıl biri olduğnu öğrendim. ama bi hafta sonra bi kız bulmanada ayrı kılım haberin ola.
zaten sen beni teorikte aldattında pratik bakımından bişey söyleyemicem.
ayrıca o yağlı kafalı sevgiline söylede saçını yıkasın fotoğraflarda acayip yağlı çıkıyo.
son bişey kızın son kullanma tarihine bakta seni miladım dolmadı daha diye kandırmasın. satırlarıma son verirken
geçenlerde bi müzik kanalında rap dinlemediğim halde şarkının teki dikkatimi çekti.
sevgili casanovalar aman taklaya gelmeyin :)